Dış ticaret bir ülkenin en büyük kazanç yollarından biridir. Genel önemi; bir ülkenin, dünya piyasasındaki söz hakkı ve gücünü sağlamasıdır. Bu yüzden bir ülkenin dış ticarete ve bunu sağlayacak elemanlara gerçekten yatırım yapması gereklidir.
Ben 2010 senesinden bu yana dış ticaretin içindeyim. Sahip olduğum İngilizce ve Arapça sayesinde de bir çok millet ve birbirine bir hayli zıt kutuplu insanlar ile iş yaptım. Hal böyle olunca insanda milletlere dair dogmalar beliriyor. Bunlara dogma demek istiyorum ve bunu söylerken doğru olmayabileceklerini de
vurgulamak istiyorum. Çünkü bunlar genel yargılar ve istisnalar sanılanın aksine kaideyi bozabilir.Özellikle de bir satış anında.
Aşağıda bir kaç millet ve onlar hakkındaki görüşlerimi bulabilirsiniz.
İran:
Son yılların gelişen trendi İrandır. Yeni açılan pazarları ile bir çok ülke ve firma mallarını satabilmek için oraya yönelmektedir. İranlı insanlar çok temiz huyludur. Çok misafirperver ve güler yüzlüdür. Kötü bir yanlarının olmadığını söylemek isterim. Fakat iş hayatı yönünden değerlendirdiğimizde fikirleri çok çabuk değişir. Değiştiğini de size söylemez hemen farklı bir alternatif oluşturmaya çalışırlar. Dün bağladığınız işi ertesi sabah kaybedebilirsiniz. Güvenmekte zorluk yaşarlar. Bunda İran halkının hem din hem de töreler açısından Dünya'da tek olmaları bu güvensizliği onlara yaşatıyor olabilir
Eğer güvenleri güvenleri kazanılırsa iş kapılır. Eğer benim gibi makine sektöründe çalışıyorsanız bitmek bilmeyen up uzun bir yola girersiniz. Çünkü işler çok yavaş ilerler. Bunun sebebi kesinlikle tembellik değildir. Prosedürler ve ne yapacağını bilmemek işleyişi çok yavaşlatır.
Suudi Arabistan:
Suudi Araplar da ve arap yarımadasının çoğu yerinde ise işleyiş insanlardan kaynaklı yavaştır. Bilinmeyen bir gerçektir ki araplar çalışmaz. Hintliler çalışır. Malezylılar, uzakdoğulular ve filipinler çalışır. Araplar genelde patrondur. Burada Araplara mı kızayım bilmiyorum. Genelde işlerin yavaş ilerlemesi Arapların tembelliğindendir. Ama onların suçları değil hava gerçekten mayıştırıcıdır. Öyle bir havada dinç olmak çok zordur. Bu yüzden Suudi araplar çok geç karar verirler. İşleri ertelerler vs. Çalışmaya gelincede bir sürü halinden bıkmış hintli size sizin istediğiniz işi yapmayacak şekilde bakar. işi yarım yamalak yapar. Onlarında suçu değil o sıcak havada karar vermek bir yana, beden işçiliği diğer yana.
Ürdün:
Ticarette Ürdün'ü çok severim. İsraillilere olan yakınlıklarından dolayı olsa gerek çok düsturlu ticaret yaparlar. Ticaretten önce kendilerini hazırlar öyle girerler. Ne yazık ki arap yarımadasının çoğu genelde körlemesine girer ticarete. Fakat ben Dubai yerine Ürdünün ticaret merkezi olmasını dilerdim. Ürdün ile ticaret yapıyorsanız emin ellerdesiniz. Tadını çıkarın.
Çin:
Çine ne zaman bir şey satmaya çalışsam onlarda bana satmaya çalıştı. Ekonomik durumlarından olsa gerek tek istedikleri ülkeden para çıkmaması.Dolayısıyla takasa gidiyorlar.
Türki Cumhuriyetler:
Aslına bakarsanız kardeş ülkelerimizin ticari durumları iyi değil. Paraları biraz kötü. Üretimleri de çok az. Türkiye bu birliğin lokomotifi. Türki Cumhuriyetlerde fabrikalar için çok güzel alanlar var. Türkiye'yi çok besleyecek bir pazar kendisi. Başka ülkelerinde gözü var o pazarlarda.
Daha çok Orta doğu ve Asya hakkında yazdım. Bu yazının ikincisinde Afrika'dan bahsedeceğim.
Ben 2010 senesinden bu yana dış ticaretin içindeyim. Sahip olduğum İngilizce ve Arapça sayesinde de bir çok millet ve birbirine bir hayli zıt kutuplu insanlar ile iş yaptım. Hal böyle olunca insanda milletlere dair dogmalar beliriyor. Bunlara dogma demek istiyorum ve bunu söylerken doğru olmayabileceklerini devurgulamak istiyorum. Çünkü bunlar genel yargılar ve istisnalar sanılanın aksine kaideyi bozabilir.Özellikle de bir satış anında.
Aşağıda bir kaç millet ve onlar hakkındaki görüşlerimi bulabilirsiniz.
İran:
Son yılların gelişen trendi İrandır. Yeni açılan pazarları ile bir çok ülke ve firma mallarını satabilmek için oraya yönelmektedir. İranlı insanlar çok temiz huyludur. Çok misafirperver ve güler yüzlüdür. Kötü bir yanlarının olmadığını söylemek isterim. Fakat iş hayatı yönünden değerlendirdiğimizde fikirleri çok çabuk değişir. Değiştiğini de size söylemez hemen farklı bir alternatif oluşturmaya çalışırlar. Dün bağladığınız işi ertesi sabah kaybedebilirsiniz. Güvenmekte zorluk yaşarlar. Bunda İran halkının hem din hem de töreler açısından Dünya'da tek olmaları bu güvensizliği onlara yaşatıyor olabilir
Eğer güvenleri güvenleri kazanılırsa iş kapılır. Eğer benim gibi makine sektöründe çalışıyorsanız bitmek bilmeyen up uzun bir yola girersiniz. Çünkü işler çok yavaş ilerler. Bunun sebebi kesinlikle tembellik değildir. Prosedürler ve ne yapacağını bilmemek işleyişi çok yavaşlatır.
Suudi Arabistan:
Suudi Araplar da ve arap yarımadasının çoğu yerinde ise işleyiş insanlardan kaynaklı yavaştır. Bilinmeyen bir gerçektir ki araplar çalışmaz. Hintliler çalışır. Malezylılar, uzakdoğulular ve filipinler çalışır. Araplar genelde patrondur. Burada Araplara mı kızayım bilmiyorum. Genelde işlerin yavaş ilerlemesi Arapların tembelliğindendir. Ama onların suçları değil hava gerçekten mayıştırıcıdır. Öyle bir havada dinç olmak çok zordur. Bu yüzden Suudi araplar çok geç karar verirler. İşleri ertelerler vs. Çalışmaya gelincede bir sürü halinden bıkmış hintli size sizin istediğiniz işi yapmayacak şekilde bakar. işi yarım yamalak yapar. Onlarında suçu değil o sıcak havada karar vermek bir yana, beden işçiliği diğer yana.
Ürdün:Ticarette Ürdün'ü çok severim. İsraillilere olan yakınlıklarından dolayı olsa gerek çok düsturlu ticaret yaparlar. Ticaretten önce kendilerini hazırlar öyle girerler. Ne yazık ki arap yarımadasının çoğu genelde körlemesine girer ticarete. Fakat ben Dubai yerine Ürdünün ticaret merkezi olmasını dilerdim. Ürdün ile ticaret yapıyorsanız emin ellerdesiniz. Tadını çıkarın.
Çin:
Çine ne zaman bir şey satmaya çalışsam onlarda bana satmaya çalıştı. Ekonomik durumlarından olsa gerek tek istedikleri ülkeden para çıkmaması.Dolayısıyla takasa gidiyorlar.
Türki Cumhuriyetler:
Aslına bakarsanız kardeş ülkelerimizin ticari durumları iyi değil. Paraları biraz kötü. Üretimleri de çok az. Türkiye bu birliğin lokomotifi. Türki Cumhuriyetlerde fabrikalar için çok güzel alanlar var. Türkiye'yi çok besleyecek bir pazar kendisi. Başka ülkelerinde gözü var o pazarlarda.
Daha çok Orta doğu ve Asya hakkında yazdım. Bu yazının ikincisinde Afrika'dan bahsedeceğim.
0 yorum:
Yorum Gönder