Bumerang - Yazarkafe
DOĞRULMAK - Basit Ekonomi

DOĞRULMAK

                                                                        
Mahşer çok güzel bir yer. Görüyorum ki çok da değişmişiz. Çok da unutmuşuz. Fakat gözlerimiz hala aynı. Hele çok dikkatli bakınca her birimiz kendimizden bir şeyler bulabiliriz. Buna üç harfli bir şeyler diyorlardı ama unuttum. Zaten bu alfabe ve konuşma olayına da alışmam çok uzun vakit aldı. Ortak dil falan...Benden öncekiler bana böyle bir şey bırakmamıştı.
Karşımdaki ruh bana kendimi iyi hissettiriyordu. Onunla bütünleşip tamamlanacak gibiydim.
-Ne yaptın dedi?

Ne yapmıştım acaba. Hayatım boyunca ne yaptım diye sorsalardı gerçekten anlatabileceğim tek bir şey vardı. Nasıl karanlık olduğunu ve nasıl aydınlık olduğunu anlamamı sağlayan tek bir şey. O kadar zamanın içinde sadece bir an. Ve son an.
Olabildiğince eğilmiştim. İleride dallar vardı. Orası biraz daha karanlıktı. Orada beni kimse göremezdi. Arka ayaklarım ile toprağı iterek öne doğru atıldım. Yukarıdan gelen sesleri duyuyordum. Beni avlayacaktı. Bu yüzden acele etmeliydim. Sesi gittikçe yaklaşıyordu. Fakat varacağım yer pek yakın değildi. Ön ayaklarımla kendimi çektim. Arka ayaklarımla ittim. Her zaman böyleydi. Yere biraz daha eğildim. Yukarıdaki ses bir uzaklaşıyor bir yakınlaşıyordu. Kenarda gördüğüm bir kayaya minik bir sıçrayış yaptım. Güvenli değildi ama yine de vakit kazandıracaktı. Bu sırada sesin çok yaklaştığını duydum. O kadar ki yakındı ki bana ulaşmıştı. Kendimi kayanın arkasına attım. Kayanın verdiği eğimle yuvarlandım.
Üzerimden geçen ayaklar benimkiler gibiydi. Ama biraz daha farklı... İncecik uzantıları vardı. Ve Tırnakları bükülmüştü. Ön ayakları çok daha farklıydı. Yassı... Bana anlatmışlardı bunu. Fakat ilk kez görmek beni çok şaşırtmıştı. Devamında gelecekleri bilseydim hayretimin bir kısmını sonraya bırakırdım.  Tam onu incelerken bu saniyeler içinde bana ulaşmaya çalıştı. O ince uzantılarını bana uzattı. Vücudumun hareketlerini kontrol edemiyordum. Resmen taş kesilmiştim. Fakat bir şey o anda yapmam gerekin yaptı. Ümitsiz bir hamlede olsa yanımda kalan kayadan güç alarak kendimi yuvarlamaya devam edecektim. Ön uzuvum ile kayaya vurdum. Diğer tarafa doğru yuvarlanırken vücudum biraz ters bir pozisyona geldi. Bir anda ön uzuvlarım boşlukta kalmıştı ve ben arka uzuvlarım üzerinde dikiliyordum. Yerde sürünerek geçen ömrüme nazaran bu çok değişikti. Kafam yukarı kalkmıştı. Dİmdik duruyordum ve dengedeydim. İleride ki ağaçlıklara baktım. Bir türdeşim oradaydı. Bana bakıyordu. Benim bu halimi fark edince gözleri sonuna kadar açıldı. Suratında bir şaşkınlık vardı. Gerisinde ise upuzun ağaçlıklar. Ağaçlarda rengarenk toplar. Parıl parıl bir hayat. Bu manzarayı daha önce görmemiştim. Çok güzeldi.
Düşmanım dalıştan çıkmış ve geri doğru bana dönüyordu. Artık yüksekte olduğum için rahatlıkla her şeyi görebiliyordum. Türdeşim beni taklit etmek ister gibi doğrulmaya çalıştı. Ben tehlikenin hala geçmediğini fark edip arka uzvumu öne doğru uzattım. O sırada düşmanımın tırnakları etime girdi.
Bu dayanılmaz acı o an bakıyor olduğum manzara olmasaydı beni dehşet bir şekilde söndürebilirdi. Belki bedenim ebedi sönerdi hatta. Böyle sönüşler olduğunu görmüştüm.
Havaya doğru çıkarken türdeşimin tam olarak beni taklit etmiş ve ayağa kalkmış olduğunu gördüm. Şimdi çok yükseklere çıkarken artık acı hissetmiyordum. Sadece o uçsuz bucaksız yeşillik, yaşayan farklı türler, dimdik toprak yığınları ve gerisindeki masmavi düzlük. Hareket eden düzlük…
Düşmanımın yavruları etlerimi didik didik ederken türdeşimi düşündüm. Şimdi doğrulmuş olmalıydı. Bu maceradan o çok şanslı çıkmıştı. Artık tüm o güzellikleri hep görecek ve türdeşlerimize bahsedecekti.

Pişman ya da üzgün değildim. Öldükten sonra geldiğim yerde çok daha fazla şey öğrenmiştim. Ama bir gerçek vardı ki; hiçbir şey orda tecrübe ederken ki kadar eğlenceli ve güzel değildi. 
Google Plus ile Paylaş

Kısaca: Tartar

Panelde şablon düzenle deyip, bu satırı aratarak buraya kısaca hakkımda yazısı yazabilirsiniz.
    BLOGGER YORUMLARI
    FACEBOOK YORUMLARI

0 yorum:

Yorum Gönder