Bumerang - Yazarkafe
Maya... - Basit Ekonomi

Maya...

 Yol... Neden bu kadar uzak bir yerde ev tutmuştum ki. Gecenin 3’ünde eve dönüyordum ve Sümeyra’yı bu uzaklık yüzünden eve gelmesine ikna edememiştim. Gerçekten bu evden taşınmak için bir sebepti bu. Ama sonunda evimin kapısının önündeydim artık. Yeni takılmış çelik kapının deliğine anahtarımı yerleştirdim ve bu ağır kapının açılışını izledim. Son günlerde en zevk aldığım şey buydu. İçeri girip ayakkabılarımı çıkardım. Kardeşim uyumuştu belli ki. Işık yanmıyordu. Antreden koridora geçtiğimde bir anda kanım çekildi. Kaslarıma sanki kramp girmişti. Karşımda siyah elbiseler içinde, beyaz tenli, sarı saçlı bir kız vardı. Bir anlık şaşkınlıktan sonra özür diledim. Beni korkutmuş olduğunu söyledim. Küçük bir tebessümle karşılık verip kardeşimin odasına girdi. Belli ki kardeşimin kız arkadaşıydı. Kardeşim adına sevinmiştim. Çünkü son ilişkisinden çok kötü bir şekilde ayrılmıştı ve uzun bir dönem kendi kendini yemesini izlemiştim bende.
Odama geçtim. Kız çok güzeldi. Kardeşimin sevgilisi. Gerçekten kardeşim adına sevinmiştim. Ah Sümeyra... Bu gece yanımda olsaydı ya.
Ertesi sabah erkenden bir telefon sesi ile uyandım. Arayan Sümeyra’ydı. Gece boyu sancılar çekmiş olduğunu, dünkü biranın ona iyi gelmemiş olduğunu, böbreklerindeki bu ağrının dayanılmaz olduğunu söyledi. Yataktan fırladığım gibi üzerime bir şeyler geçirip kendimi koridora attım. Orada kardeşimlekarşılaştım. Acelem olduğu için kısaca kardeşime hayırlı olsun dedim. Kardeşim de ‘Teşekkür ederim. Çok tatlı dimi?’ dedi. Evet çok tatlı dedim. Hızla evden çıkıp o uzun yola koyuldum.
Böbrek taşı varmış. Muayene yapıldı. İlaç yazıldı. Dünkü içtiği biralar adete götünü tırmalarcasına bu böbrek taşlarını tetiklemişlerdi. Ve o beni aramıştı. Bir tek ben vardım şu an yanında. Ona gidip kahvaltılık birşeyler aldım. Yedi. Biraz daha iyi hissedince onu evine yurduna bıraktım. Birkaç arkadaşıma uğradım. Sümeyra ile ortak bir arkadaşımıza olayı anlatınca gülümseyerek ‘birşeyler var bence, hadi yine iyisin’ şeklinde şakalaştı benimle. Akşam eve döndüm kardeşim evdeydi. Ama odasının ışığı sönüktü. Film sesleri geliyordu. Rahatsız etmeyeyim dedim. Odama gidip üstümü değiştirdim ardından da dosdoğru tuvalete gittim. Tuvaletim gelmişti. Klozete oturduğumda kapı açıldı. Kapıyı kilitlediğimi hatırlıyordum ama... Demek ki yanlış hatırlıyordum. Kapı aralandı, kardeşimin kız arkadaşının yüzünü gördüm. Kız sanki zaten karşılaşacağı manzarayı biliyormuş gibi gülümsedi. Bense o an diyebileceğim tek sözü söyledim. ‘Dolu!’. Sanki umumi tuvaletin alaturkasındaydım. Çok utandım. Kız kapıyı kapatıp gitti. Odama geçtim ve bu utancın ve günün başlangıcındaki koşturmanın üzerine internette biraz Sümeyra ile muhabbet edip yatmaya karar verdim.
Muhabbetimiz biraz ilerlemişti. Derin fanteziler anlatılmaya başlandı. Anal sex, 69 pozisyonu, kamasutra... Bir anda kendimi dimdik, Sümeyra’yı ise karşımda bir havuz gibi gördüm. Yarın sabah beraber kahvaltı yapmak için sözleştik ve ıslak rüyalara daldık. Ayrı yataklarda...
Sabah Telefon ile uyandım yine. Bu kadar da erken kahvaltı yapılmaz ki. Bir kafe ismi söyledi. Pahalı bir yerdi. Daha önce hiç gitmemiştim. Kardeşim de para olmalıydı. Odasının kapısından ona seslendim. Kapıya çıktı. Biraz para lazım olduğunu söyledim. Gayet neşeliydi. Bana 10 lira verdi. Bu arada kızı kastederek ‘ismi ne?’ dedim. ‘Maya’ dedi. ‘Aaa’ diye bir tepki verdim. Kapının önünde ve kızın duyabileceği bir yerde daha fazla konuşmamak için sadece ne güzel dedim. Ve aceleyle çıktım. Demek bu yüzden konuşmuyordu. Tuvalette beni görünce de ondan şaşırmadı. Bu ecnebiler bir acayip gerçekten dedim kendi kendime.
Kahvaltıda buluştuk. Hesaba 10 lira yetmedi ama sağolsun Sümeyra biraz çıkma yaptı. Sonra sinemaya gidelim diye tutturdu. Cebimde kalmış bir miktar paraya baktım. Sorun etmememi söyleyip koluma girdi. Bu kızların üzerlerindeki penyeler beni çok tahrik etmiştir. Yakın olduğumuzda sanki içi narin bir şeyle doluymuş gibi gelir hep. Bir de o parfüm... Gülümsedim. Bir filme gittik. Hiçte umrumda değildi ne olduğu. Tom Hanks ve Julia Roberts’ın başrollerini oynadığı aptal bir film. Scooterlı motorsiklet çetesi mi olur ya! Oradan bir puba. Oradanda uzun bir yol olan evimizin yoluna girdik. Evimize yürüyorduk. Yol bir hışımda bitmişti. Eve girip doğru benim odama geçtik. Biraz muhabbetten sonra buzdolapta kola olup olmadığına bakmaya koridora çıktım.
Lanet olası kız beni her seferinde korkutuyordu. Orada öylece duruyordu.  Bu sefer gülmüyordu. Suratında garip bir korku bir tedirginlik vardı. Selam verip hemen mutfağa yöneldim. Kola vardı şansıma. İki de bardak kapıp odaya döndüm. Odaya dönerken onun koridorun ucundan kardeşimin odasına doğru yürüdüğünü gördüm arkadan. Odaya girdim ve aman tanrım...
Sümeyra o penye t-shirtünü çıkarmıştı. Ve odamın kapısına sırtı dönük kanepeden kapıya doğru eğilmiş, poposunuda arkadan hafif yukarı kaldırmış beni bekliyordu. Bakışlarını alev alev üzerime geliyorlarmış gibi hissettim. Kolayı oracıkta bir yere koyup Sümeyra’nın bedenine atıldım. Bembeyaz tenini dudaklarından başlayarak dudaklarımla buluşturacaktım. Sevişmeye başladık. Üzerimdekileri yırtarcasına çekiştiriyordu. En sonunda çırılçıplaktık. Önceki gece konuştuğumuz her şey ıslak rüyalardan fırlamış etrafımızı sarmıştı. Onu yatağa taşıyıp arkasına geçtiğim anda kapı açıldı. Ben kapıyı kilitlediğimi hatırlıyordum. Kapıya bakmak için kafamı çevirdiğimde Maya’yı gördüm. Kardeşimin kız arkadaşı beni iş üstünde basmıştı. Ve ikidir beni müstehcen pozisyonlarda basmış oluyordu. Bu sefer gülmüyordu. Suratında bir hüzün vardı hatta. Durduğumu farkeden Sümeyra ne olduğunu sordu. Kapı o sırada kapandı. Kapıyı kilitlemeyi unutmuşum dedim. Boşver dedi. Devam ettik. Ertesi sabah uyandığımızda sol kolum Sümeyranın altında kalmış bu yüzden kansızlıktan kangren olacak vaziyetteydi. Maşallah Sümeyra ise bundan haberi olmadan rahat rahat uyuyordu. Kalktım. O biraz daha uyuyacağını söyledi. Mutfakta kardeşimi kahvaltı hazırlarken gördüm. Yüzü düşüktü. NE olduğunu sordum. Maya gitti dedi. Yazık bir ayrılık daha almıştı kardeşimi. Dün bizim odaya girdi ben iş üstündeyken dedim. Hafif bir gülümsedi. Neyse kabını kaldırayım bari dedi. Ve buzdolabın yanına eğilip üzerine bir boya ile ‘MAYA’ yazılmış olan yoğurt kabını kaldırdı. O an bir doktora ihtiyaç duyduğumu düşündüm.
Artık bunada ihtiyacımız yok deyip buzdolabının üstünden Whiskas kedi mamasını aldı. Bunu da kedisi olan bir arkadaşına verirsin dedi.
Bense olduğum yerde dona kalmıştım. (?)
Google Plus ile Paylaş

Kısaca: Tartar

Panelde şablon düzenle deyip, bu satırı aratarak buraya kısaca hakkımda yazısı yazabilirsiniz.
    BLOGGER YORUMLARI
    FACEBOOK YORUMLARI

0 yorum:

Yorum Gönder